Temelim yalnız olmak çekil git yanımdan, çünkü sadakat ehliyim ve vazgeçmedim huyumdan
Garip bir durum var hep şu kendimle ilgili, bir gözümden görebilseydin anlar mıydın derdimi
Terse düştüm heveslerimden tükettim hepsini, bir derviş gibi yaşamak istedim yok ettim nefsimi
Ya da öyle sandım kaybettim ekseni, sen karşıma çıktın ve olmayan bir umut besledim
Ne huduttur ki geçemedim sen oldun menzilim, hep kuruttuğun topragında arattın ya kendini
Kırparsam gözümü kaybederim korkusuyla takip ettim, onca belli belirsiz mesnetsiz izleri
Resmettim hiçliğinin buz tuttuğu güzleri, tam ceset soğukluğunda sakladım hüsn-i
fikrimi
Düştü içimden sen hakkındaki bildiğim her şey, bu kışta böyle geçti bahara hasretim
Ey gözümün riyası bir parça doğru için canımı verdim
Şu hale bak
Siyaha dal
Sen dilimde tertemiz bir cümlesin bilinmeyen bir lisan
Dünyaya bak
İçimde yan
Kül oldum hiç yanmadım zamana yetiştim, mesela senden ayrı yaşamanın sırrına eriştim
Gayrı bu devranı dönmekten men ettim yel estirdim, yokluğundan yana bu sellere set
çektim
Meftuna benzesem de zoraki başarıp, dervişin gerekliliğinden midir nedense yaşadım
Hayatım bu yükle kutsandı acıyı taşıdım, ne saraylar bıraktım ardıma toprağa taşınıp
İçimi karanlıktan kurtaracak güneşi reddedip, bekledim zifiri geceyle yakınım
O derin karanlıkta parlamıyorsa kalbim, zaten hiç bir güneş istemem ziyandan sakınıp
Bir yandan bakarım evvelimiz ne cüretle var, o kadar zorlu olmamalıydı geçmişle vedalar
Seçmişse devranını insanın şu kader maalesef, isyan etsen ne fayda ne bi hal çare
var